İzmir-Mersin Turu sıkılan zincir.

             Tüm gün pedalla,uyukla,ye,gez derken Akbük’teyim. Rotam Milas ancak dağlar bugün olmaz yarın gel der gibi karşımda dikilirken. Olmaz tırmanacağım diyerek Akbük tepelerine doğru pedallamaya başladım. Sabah saatlerinde serinlemek amaçlı denize girmiştim.Kulaklarıma aldığım sudan sebep denge ve tansiyon sorunuyla mücadele ederek yoluma devam ediyorum. Yolun kenarında bir ağaçlığın atlına postu serdim. Yanıma bir çoban yanaştı ağabeyyyy sen en iyisi  dön bu yol bugün bitmez diyor. Biraz sohbetten sonra yola devam ediyorum. Ara ara virajın kenarına çekip soluklandıktan sonra “Furkan aşağıya in ve uyu diyorum”. Tekrar gidonu Akbük’e çeviriyor hemen ardından  “olmaz bu yokuş bitecek”. Gel gitler arasında mücadele ederken artık bünyem yeter dönmelisin diye teklinde bulunuyor. Akbük sahiline inip. 1 saat kadar uyukladıktan sonra civarı turluyorum. Çok sakin, çok nezih, huzur dolu bir bölge.Ezrak ihtiyacı için market ararken 50 mt çaprazımda İzmir’li bir ailenin kampını atmış okey oyanıdığını fark ediyorum. Yanlarından geçerken hey genç gel okeye 4. olda tadı çıksın demelerinin ardından. Tekliflerini nazik bir şekilde geri çeviyorum sebebi okey bilmemem. Gece 11-12’ye kadar sohbet,yemek vs. derken çadırıma girdim. Sabah ilk görevim kahvaltımı yiyip o tepeyi aşmak olacaktı. Zaten başka bir işimde yoktu. ==)

Resim-0


            Sabah kahvaltı, hazırlık derken saat 6 yı  gösteriyor. Rampaya verdim kendimi  öyle yada böyle bitecekti tadını çıkartarak turlamaya başladım arı istilası vs. derken kazıklı köyüne ulaşmamla beraber zincirim 2 kez attı. Neyse vardır bir hayır diyerek köy meydanına indim. Daracık sokakları, yokuşları, şirin evleri derken. Bir bakkaldan su ve soda  aldım. Sodamı yudumlarken bir resim çektim. Foto makinesini yanımdaki sandalyeye bıraktım (Resim). Sen makineyi unut 5-6  km yokuş in sonra o yolu geri dön (Resim-0). Makineyi al tekrar 5-6 km gitmen gereken yolu git. Yokuşlar,virajlar,bol oksijen,dağların heybeti,kuş sesleri derken yolu bitir.

Nerdeyim? Haritayı aç ve bir gölgeye uzan gardaş yoruldun diyorum. Ve yine o zincir atar. Kıyıkışlacık diye bir bölge bodruma kardeş köy gibi bir yer neyse yola devam. Çevir gidonu, çevir pedalı Milas’aaaa.

 

Resim

             Rampalar kendini gösteriyor daha yeni başladığımı hissetim. İlk rampalar başladığında güneşe bakıp gülümsüyorum ey güneş tüm gün tepemdeydin şikayetci değilim ama artık batsanda 45 C  sıcaklığından biraz olsun  serinlere doğru pedallasam. Güneşin niyeti yok ancak 4 saat sonra batacağım der gibi tepemde beni izlemeye devam ediyor. 45 derecede pedallamak ilk kez edindiğim bir deneyim. Yokuşu tırmandım bir ağaç gölgesi ararken bir çeşme ve ağacın gölgesinde sokulanıyorum. Gps’den nereye vardığımı hesaplıyorum. Akyaka’ya az kalmış biraz dinlen Furkan. Akyaka’ya yaklaşıyorum tabelada sakar geçidi seyir terası yazıyor 1,5 km içerde zirvede bir yer 800 mt den etrafı izliyorsun. Ardı ardına sıralanmş dağlar bunları görmeye gelmişim başka ne derdim varki. E haydi gir o zaman zivre yoluna. Tırman tırman biraz daha tırman oldukça dik olmasıyla beraber tamamı dağlık toprak yol. Ve zirveye vardım ne erzağım nede param kalmış. Manzarnın tadını çıkarırken ne yiceğim demeye başladım (resim1). Burada sadece bir yerde yemek yeme lüksünüz var başka alternatif yok.  İşletme sahibinin yanına yanaştım. Havadan sudan sohbet ederken yemek mevzusunu açma vakti geldi hava kararmak üzere. Sinoplu altın kalpi işletmeci abim 2 porsyonluk tavuk ikram ediyor. Yemeği yerken düşünüyorum iyi insanlar var Furkan derken şapur şupur yemeği götürdüm. Dağda konaklamak istediğimi söyledim sinoplu abime, müsade alamadım tabi bölgenin jandarmaya ait olduğunu ben müsade etsemde jandarma müsade etmez diyerek döneceğim yolu gösterdi. =) sağolsun var olsun. Akyaka’ya 10 km’lik %10 eğimi ve virajları bol olan bir rampadan 60 km/s hızla sallandım. Yaklaşık yarım saat sürdü. Derken Akyaka’dayım. Çarşı pazar gezisi derken gece 11 oldu artık yatma vakti. Söteye cadırımı attım ve sabah gözlerimi yeni yollara, yeni dağlara doğru Milas’a  pedallamaya başladım.

             Milas’a son 10 km artık yorgunluk sınırının çok ötesinde bayılma sınırındayım. ==) Böyle anlatmam sizi yanıltması yorgunluğun etkisi 1 saatlik bir uykuyla geçiyor. Hava temiz,yiyicekler doğal, enerjinizin yerine gelmemesi için bir nedeni yok. Evde pinekliyor olsanız, egsoz kokulu yollarda yürüyor olsanız dinlenmeniz hiç bir zaman mümkün olmayacaktır. Şehirde her zaman yorgunsunuzdur… Nerde kalmıştım Milas’a varmama 10 km kala bir dere görüyorum uzaklardan yavaş yavaş yanına yaklaşıp kendimi serin sulara bırakıyorum (Resim-4). Biraz dinlenme ve öğle yemeği sonrası yoluma devam ediyor ve Milas merkeze ayak basıyorum. Burası düzlük bir arazi üzerine kurulu büyük ama kalabalığı olmayan bir yer. Konaklayacak yer ararken karşıma bir cami çıkıyor gidip içine bakmak istiyorum. Ancak oda ne kimsecikler yok. Civardaki halka soruyorum  imam tatilde camide kapalı diyorlar. Fırsatı değerlendirip çadırı atıyorum zaten imam olsa büyük ihtimal konaklamama müsade edecektir. Akşam yemeği ve gün batımıyla bir ovada uykuya dalıyorum. Sabah saat 2 gibi cadırın altından bir ses. Normal şartlarda pek umursamam ama ses uyumama müsade etmediğinden cadırdan çıkıp altını kaldırdığımda 20 cm civarındaki sarı çiyan bana gülümsediğini görüyorum 😀 biraz mücadele sonrasında galip geliyorum ve çiyanı def edip çadırıma uykuya geçiyorum (resim-5). Bu arada sarı ciyanlar oyuncak değildir şakası olmayacağınıda belirteyim. Oldukça zehirli olmalarıyla nam yapmışlardır. Ölme ihtimaliniz bile var.

         Sabah oluyor ve ben yola koyuluyorum. Oda ne bir dağ ve dağın eteğinden giden bir yol. Tarzım gereği düz yolları değil, dağlara tırmanmayı tercih ediyorum. Resim-2-3.

         Muğla’ya tırmanış başlarken hayallerim ve yaşama olan bağlığıma ait düşüncelerim her kilometrede dahada güçleriniyor. Yoladaki gücü kaslarımdan değil hayallerimden alıyor ve ufuk cizgisinin görüneceği yere doğru pedal ceviyorum. Fethiye ölüdenize.

Hoşçakalın…

 

 Resim-1

Resim-2

Resim-3

Resim-4

Resim-5

Tags:

4 Responses

  1. Slm kardeşim yaptıklarını taktir ederim başarılarının pedallarnın devamını dilerim valla bazen de nispet yapar gibi çok güzel şeyler yapmışsın kıskandım doğrusu ….

  2. Yazini keyifle okudum cok guzel grzmisiin hayatdan zevk almasini bileceksin hayatda seni mutlu eden seyleri yapacaksin seni taktir ediyorum

Furkan Emir için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir